Ana içeriğe atla

PEKİ,O SEVDA SİZİN İÇİN GİRDİ Mİ SEVABA?

İçinizden gelen seslere kaç kere "yüreğinizi" verdiniz? Dikkat edin "kaç kere kulağınızı verdiniz ? demiyorum. Bahsi geçen yüreğiniz.
Kolay her şeyi dinlemek zira her şeye ,herkese yürek vermek zor. Böyle aniden bir yağmur damlasının bulutu sıkıştırması gibi sıkıştırır duygularınız . Ele vermek ne mümkün insan içinde. Zor zanaat şu meleti saklamak.
Peki aklınızla düşüncelerinizi ortaya meze yapıp konuştunuz mu hiç? Bir büyük bize "cevapsız sorular" oradan. Açın.Yanına bir ritm çalın.Sonra mı ? Daha neye ihtiyaç var ?
Sek için hayal kırıklığınızı.Su niyetine geçmişi karıştırmayın zira tadı bozar.Benden demesi. Aklınızdan yüreğinize aksın,yansın.
Durun birde bunun günahı var. Siz insanlar ne garip varlıksınız. Sahi bende sizdenim. Önce sek içiyorsunuz sonra duaya duruyorsunuz.Neymiş efendim" bitsin her şey " diye. Öyle bitmez efendim öyle bitmez.Ben sadece yazıyorum . Yaşayan mı ? İçimdeki "siz,o biz " belki de.
Hadi açık yüreklilikle itiraf edin.
Bir "sevda" uğruna girdiniz yüreğinizde günaha. Peki, o sevda sizin için girdi mi sevaba? Soru soruyu açıyor . En iyisi bırakın içinizdeki girdabı. Çünkü bardak sizi bekliyor. Niye mi? Çay var. Bari onu soğutmayın ,soğutmayalım.

O zaman biz insanoğlu diyorum ki" Anlayalım. Belki de Asıl aşkı anlamamız için verdi Rabbim fani aşkı. Yüreğinizin size asıl aşkı anlatacak fani aşkınıza rastlaması dileğiyle"

Anlamam çok zaman almadı,
"Aşk mı"
Tövbe,Almasın kimseler.
Ağar yükün üstüne geldi mi
Kendini unutursun.
Asıl Aşkı hatırlatan diyorum
Yüreğimize gelsin.

Ki hem bu dünyada mutlu olalım hem de öbür dünyayı hiç unutmayalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EL DEĞMEMİŞ ŞEHİR ÜSKÜP , MAKEDONYANIN İNCİSİ OHRİD

Herkesin övmek ile bitiremediği , bir zamanlar başından kalkmadığım “Elveda Rumeli” dizisinin çekildiği Makedonyaya gitmek için yola çıkıyorum. Saat 7 'de bindiğimiz küçük otobüs ile saat 11 'de Üsküpte oluyoruz. Yollar Alucranın yollarına benzemesi ile hiç yabancılık çektirmiyor. Sınırda Makedon Polisi Türkçe neden geldiğimizi soruyor. “Avrupa Gönüllüsüyüz” diyoruz. Ooo Allah Kolaylık versin diyor. Otogar ile şehir arası 10 dakika sürüyor.   Hava yağmak ile yağmamakta kararsız. Önce şimdilerin mimarisini ve Makedonyanın Zaferini yansıtan köprü karşılarken diğer bir yanda geçmişin tüm izleri ile bugün arasında köprü olan “Taş Köprü “gülümsüyor.   Taş köprüyü geçtikten sonra 20 yaşlarında ülkeye sahip   o lan ama ister kral ister hükümdar olsun ölümün herkesi bulduğu gibi onu da 30 yaşında ölümün bulması ile hayatını kaybeden Büyük İskenderin devasa heykeli karşılıyor. Üsküpte fazlasıyla heykel bulunmakta. İlerledikten sonra “Türk Çarşısının”sıcaklığı gurbetten üşüyen

IS A CİTY İN THE BALKANS ; BELGRADE

We're just trying to find time and get away from work. I am not going from city to city in Turkey now I started to switch between countries. we leave the Sofia at 9.30 in the morning. We arrive in Belgrade at 2.   First, we enter the street where the Parliament Building and Belgrade inscriptions are located. I'm impressed by your architecture.You go with great advice euro. I like the architecture of the Capitol. there are human figures carrying horses on his back. I dont understand what is about it ? We meet two Serb girls. They helpt to us.   We are going to “MİHALİOVA STREET” with girls. Mihaliova similar “İstiklal Street” in Turkey. The street has got many art gallery. And Of course, the glass exhibition attracts my most attention. There's a picture of a hand in the Windows. Some art gallery free in the street. Hold it from butterflies made of honey , to paintings made of fabrics. A little girl was playing the violin in a great way on the street. Also, man is sing

Kaybedişin Türküsü

Kaybetmek,bir trenin arkasından hiç geri gelmeyecek gibi el sallamaktır bir bakıma. Her insan aynı dozda yaşayamaz ama bence her insanoğlu elbet bir gün anlar.   İlk kaybedişiniz çocukluğunuzda başlar aslında . O zamanlar sizin dünyanız olan balonlar sıkı sıkı tutamadınız diye size ceza uçuverirler anında gökyüzüne . Arkasından kendi gökyüzünüzde ne kadar yağmuru başlatsanızda fayda etmez geri gelmesine. Bir dahakine daha sıkı tutacağım desenizde kayıverir elinizden yine gökyüzüne. Çocukluğunuzdaki kaybediş büyüdüğünüzde daha farklı olur aslında.B u sefer balonlarınızı değil insanları, insanı kaybedersiniz. İlk önce küçükken giden balonlarınız gibi yerine yenisi gelir sanırsınız ama bir bakarsınız koca bir boşluk. Bence kaybetmek iki türlüdür  . En zoru ve en acısı ölümdür. İnsanoğlu doğuşunu nasıl kabullendiyse ölümü bir o kadar kabullenememiştir kendi içinde. Çevrenizdeki  insanlar eşsiz olur sizin için önce . Hiç gitmeyecekmiş gibi sarılıverirsiniz sonra kollarınız yavaş yavaş