Ana içeriğe atla

BİZİM BU GENÇLİĞİN YÜREĞİ NEREYE GİDİYOR?

 Şimdi ki sevmeler ,nerede eskideki yürekler?  Ah bu yeni çağ insanı. Dudaklar söyler seni seviyorumu lakin yürek bilmez kaç kişiyi aynı anda sevdiğini. Bizim bu gençliğin yüreği nereye gidiyor ? Pardon kaç insanı aynı anda seviyor demeliydim. Garip değil mi? Kimsenin hayatında “biri” olmuyor birileri hep kenarda  sırasını bekliyor. Sonuçta seçenekler arttıkça insanın kafası karışıyor Siz beni anladınız. Neyse biri olsa nasıl olurdu ?
Biri olmalı mesela hayatınızda . Hem Cumartesi hem Pazar . Pazarları tatile çıkmalısınız yüreğinde ,Cumartesi koşuşturmalısınız.
Ellerinden tutmamalısınız,yüreğinizin parmakları onun yüreğiyle kenetlenmeli. Yüzünüzün kenarındaki çizgiler olmalı. Hani şu tebessüm dediğimiz. Siz giderken sizde kalmalı mesela. Sonra,sevdiğiniz bir yemek gibi olmalı. Her önünüze geldiğinde, her gördüğünüzde iştahla sevmelisiniz.
Biri olmalı mesela hayatınızda. Sağlığınızda değil hastalığınızda olmalı. Hem sağlığınızda bedeninizde ,ruhunuzda yanınızda. İlacınız olmalı bir bakıma.  Bütün iletşiminiz kopsada yüreğinizin frekansının hiç kopmadığı biri. Bir şehrin sokağı olmalı. En çıkmaz olanından. Öyle biri olmalı ki hem günaydınınız hem iyi geceleriniz. Gökyüzünün bağrından gelen. sizi her vazgeçtiğinde yeniden seven biri olmalı.En büyük deliliğini olmalı mesela. Akıllılık bir yere kadar sonuçta. Bütün yorgunluğunuzun sebebi o olmalı. Yoran insanlar sizi en çok seven insanlardır. 

Ve sizde birinde öyle olmalısınız ki ; herkesteki kimsesizliği. Sonuçta herkes olmak en kolayı lakin birinin kimsesizliği olmak en anormali.
Gerçi bu devirde bir insanın teki olmak zor . Şimdilerde insanlığın seçeneği çok ,yürek yoksunluğu bol. Birinin hayatında hiç bırakamayacağı kimsesizliği olmanız dileğiyle.
Bu devir
Yalandan ibaret sevmeler.
Biri olmalı,
Sizi sizden daha iyi bilen.
Kimsesizliği seven.
Neyse boş boğaz şair ,
Bırak sen herkes herkesin her şeyi olabilir..
Senin birinin kimsesizliği olman dileğiyle.

Aşkla kalın insanlar..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EL DEĞMEMİŞ ŞEHİR ÜSKÜP , MAKEDONYANIN İNCİSİ OHRİD

Herkesin övmek ile bitiremediği , bir zamanlar başından kalkmadığım “Elveda Rumeli” dizisinin çekildiği Makedonyaya gitmek için yola çıkıyorum. Saat 7 'de bindiğimiz küçük otobüs ile saat 11 'de Üsküpte oluyoruz. Yollar Alucranın yollarına benzemesi ile hiç yabancılık çektirmiyor. Sınırda Makedon Polisi Türkçe neden geldiğimizi soruyor. “Avrupa Gönüllüsüyüz” diyoruz. Ooo Allah Kolaylık versin diyor. Otogar ile şehir arası 10 dakika sürüyor.   Hava yağmak ile yağmamakta kararsız. Önce şimdilerin mimarisini ve Makedonyanın Zaferini yansıtan köprü karşılarken diğer bir yanda geçmişin tüm izleri ile bugün arasında köprü olan “Taş Köprü “gülümsüyor.   Taş köprüyü geçtikten sonra 20 yaşlarında ülkeye sahip   o lan ama ister kral ister hükümdar olsun ölümün herkesi bulduğu gibi onu da 30 yaşında ölümün bulması ile hayatını kaybeden Büyük İskenderin devasa heykeli karşılıyor. Üsküpte fazlasıyla heykel bulunmakta. İlerledikten sonra “Türk Çarşısının”sıcaklığı gurbetten üşüyen

IS A CİTY İN THE BALKANS ; BELGRADE

We're just trying to find time and get away from work. I am not going from city to city in Turkey now I started to switch between countries. we leave the Sofia at 9.30 in the morning. We arrive in Belgrade at 2.   First, we enter the street where the Parliament Building and Belgrade inscriptions are located. I'm impressed by your architecture.You go with great advice euro. I like the architecture of the Capitol. there are human figures carrying horses on his back. I dont understand what is about it ? We meet two Serb girls. They helpt to us.   We are going to “MİHALİOVA STREET” with girls. Mihaliova similar “İstiklal Street” in Turkey. The street has got many art gallery. And Of course, the glass exhibition attracts my most attention. There's a picture of a hand in the Windows. Some art gallery free in the street. Hold it from butterflies made of honey , to paintings made of fabrics. A little girl was playing the violin in a great way on the street. Also, man is sing

Kaybedişin Türküsü

Kaybetmek,bir trenin arkasından hiç geri gelmeyecek gibi el sallamaktır bir bakıma. Her insan aynı dozda yaşayamaz ama bence her insanoğlu elbet bir gün anlar.   İlk kaybedişiniz çocukluğunuzda başlar aslında . O zamanlar sizin dünyanız olan balonlar sıkı sıkı tutamadınız diye size ceza uçuverirler anında gökyüzüne . Arkasından kendi gökyüzünüzde ne kadar yağmuru başlatsanızda fayda etmez geri gelmesine. Bir dahakine daha sıkı tutacağım desenizde kayıverir elinizden yine gökyüzüne. Çocukluğunuzdaki kaybediş büyüdüğünüzde daha farklı olur aslında.B u sefer balonlarınızı değil insanları, insanı kaybedersiniz. İlk önce küçükken giden balonlarınız gibi yerine yenisi gelir sanırsınız ama bir bakarsınız koca bir boşluk. Bence kaybetmek iki türlüdür  . En zoru ve en acısı ölümdür. İnsanoğlu doğuşunu nasıl kabullendiyse ölümü bir o kadar kabullenememiştir kendi içinde. Çevrenizdeki  insanlar eşsiz olur sizin için önce . Hiç gitmeyecekmiş gibi sarılıverirsiniz sonra kollarınız yavaş yavaş