Ana içeriğe atla

NOT:TEŞEKKÜRLER İNSANLAR

Bazı şeyler yaşandıkça öğrenilirmiş. Sevmek,özlemek,kaybetmek en çokta insanlar. Hangisinden başladınız siz?En iyisi ben size hepsinden bir tadımlık sunayım.
Sevmek yazılışı kolay ama yaşanması zor. Her insan sevebilir mi? Bence her insan doğru şekilde sevemez. Yüreğini baş ucunda umuduyla besleyemez. Bence her insana doğru şekilde değer verilmez. Verilseydi eğer yıkık bedenlerde kırık kalpler olmazdı. İnsanlar insan olduğu için bile güzel sevilirlerdi.Diyorum ya sevmekte biri tarafından sevilmekte zor zanaat.
Özlemek. Bu dıuygu anlatılır mı ? Orası muamma. İlk önce kendinizi özlersiniz sonra anılarınızı. Bir gece olur ışığı kapatırsınız ve hiç geri gelmeyecek olanların arkasından nasıl el salladığınızı düşünürsünüz. Özlemi iliklerinize kadar hissedersiniz ama sesiniz çıkmaz. Sadece yüzünüzde bir ıslaklık. Tek avuntunuz önceden yaşanmışlıklarınız.
Kaybetmek. Evet işte en zor kısım. Biz küçüklükten öğrendik kaybetmeyi aslında. İlk deneyimimiz oyuncaklarımız ya da amansızca gökyüzünde kaybolan balonlarımız. Oysa ki şimdilerde kaybetmeye alışmışız. Özellikle de kendimizi. İnsanın kendini kaybetmesi bir başkasını kaybetmesinden daha acı. Bile bile kendinizi bulamamak ? Nasıl bir duygu ?
Ve son İnsanlar. Evet hayat size her gün yeni bir keşif sunar. O da insanlar. Farklıdırlar. Bazılarının kapıları ardına kadar açıktır bazılarının ise kilidi bile yoktur. Bildiğiniz adada kaybolmak gibidir. Her gün dakika saat hatta saniye yeniden başa sararak öğrenirsiniz. 

küçüktüm
ilk balonlarımı kaybettim
sonra sevmeyi öğrendim
büyüdüm
gidenlerin ardından 
özlemi tattım
ve son
teşekkürler insanlar
hepsini sizin sayenizde yaşadım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EL DEĞMEMİŞ ŞEHİR ÜSKÜP , MAKEDONYANIN İNCİSİ OHRİD

Herkesin övmek ile bitiremediği , bir zamanlar başından kalkmadığım “Elveda Rumeli” dizisinin çekildiği Makedonyaya gitmek için yola çıkıyorum. Saat 7 'de bindiğimiz küçük otobüs ile saat 11 'de Üsküpte oluyoruz. Yollar Alucranın yollarına benzemesi ile hiç yabancılık çektirmiyor. Sınırda Makedon Polisi Türkçe neden geldiğimizi soruyor. “Avrupa Gönüllüsüyüz” diyoruz. Ooo Allah Kolaylık versin diyor. Otogar ile şehir arası 10 dakika sürüyor.   Hava yağmak ile yağmamakta kararsız. Önce şimdilerin mimarisini ve Makedonyanın Zaferini yansıtan köprü karşılarken diğer bir yanda geçmişin tüm izleri ile bugün arasında köprü olan “Taş Köprü “gülümsüyor.   Taş köprüyü geçtikten sonra 20 yaşlarında ülkeye sahip   o lan ama ister kral ister hükümdar olsun ölümün herkesi bulduğu gibi onu da 30 yaşında ölümün bulması ile hayatını kaybeden Büyük İskenderin devasa heykeli karşılıyor. Üsküpte fazlasıyla heykel bulunmakta. İlerledikten sonra “Türk Çarşısının”sıcaklığı gurbetten ü...

BUGÜN GİT YARIN GEL

Evet diyeceksiniz ki bu kız bu başlıkla ne anlatmak istemiş. Bu başlıkla aslında ben değil insanlar anlatmış  Geçen gün hastaneye gitmiştim. Bir amca danışmaya "kızım tahlil sonuçlarını ne zaman göstermem mümkün olur?" demişti. Danışman ise amcanın yaşlılığını bırakın yüzüne bakmadan "BUGÜN GİT YARIN GEL." demişti çoktan. O anda düşünmüştüm. Ne kadar kolay söylüyorduk" bugün git yarın gelirsin" ya da "git sen şimdi ben seni çağırırım". Oysa ki düşünmüyorduk git dediğimizi, neler yaşadığını en önemlisi de bizim git dememize rağmen tekrar geri gelmeyi göze aldığını göremiyorduk aslında.  Danışman düşünmüyordu amca nasıl gelmiş,niye gelmiş tekrar nasıl gelir? Ya da sevilen adamlar,kadınlar düşünmüyordu nasıl sevildi,nasıl hissedildi ya da" git" dedikleri geri geldi mi? Ne kadar garip. Biz git demesini bilirken gidenler tekrar geri gelmeyi göze almazken bize git diyenler olduğunda biz geri gelmeyi bırakın hiç gitmeyiz. Ne kadar tuhaf ...

Kaybedişin Türküsü

Kaybetmek,bir trenin arkasından hiç geri gelmeyecek gibi el sallamaktır bir bakıma. Her insan aynı dozda yaşayamaz ama bence her insanoğlu elbet bir gün anlar.   İlk kaybedişiniz çocukluğunuzda başlar aslında . O zamanlar sizin dünyanız olan balonlar sıkı sıkı tutamadınız diye size ceza uçuverirler anında gökyüzüne . Arkasından kendi gökyüzünüzde ne kadar yağmuru başlatsanızda fayda etmez geri gelmesine. Bir dahakine daha sıkı tutacağım desenizde kayıverir elinizden yine gökyüzüne. Çocukluğunuzdaki kaybediş büyüdüğünüzde daha farklı olur aslında.B u sefer balonlarınızı değil insanları, insanı kaybedersiniz. İlk önce küçükken giden balonlarınız gibi yerine yenisi gelir sanırsınız ama bir bakarsınız koca bir boşluk. Bence kaybetmek iki türlüdür  . En zoru ve en acısı ölümdür. İnsanoğlu doğuşunu nasıl kabullendiyse ölümü bir o kadar kabullenememiştir kendi içinde. Çevrenizdeki  insanlar eşsiz olur sizin için önce . Hiç gitmeyecekmiş gibi sarılıverirsiniz sonra kolların...