Ana içeriğe atla

KAÇ KIRIK BATTI YÜREĞİNİZE? YARADAN YARATTI BİR YÜREKLE,BİRDE BİZİM BİLE OLMAYAN RUHLA KULSUNUZ,YÜREĞİNİZE SEVGİ,SİZİN BİLE OLMAYAN RUHUNUZA SAYGILAR

Çağımızın en büyük problemiydi"fazla güvenmekle,fazla hayal kırıklığı". Kaç kırık battı yüreğinize ya da kaç kişiyi sığ deniz bulup atladınız masalına?

Bence güven sığ bir denizdi. Herkese güvenilir mi demeyin zira başka çareniz yok. Herkese değilde "yüreklerine" güvenilir. O yüreği verene saygıda kusur etmemek için sığlığını koruyan da olur,bunu unutup alabora edende olur. Seçim bizim,kendimizdeki iç sesimizin olur.
Eğer bir insanın yüreğine yakınsa yüreğiniz,ağzınızdan cümleler istemsizce dökülüyorsa bilin ki yolculuğunuz başlamıştır. Bu yolculukta yoldaşlarınız ya sizi iter ya da elinizden sıkı sıkı tutar. Siz karar vermelisiniz. Önceden anlaşılmaz insan. Ben çok güvenenlerdenim. Önce bakarım sonra "Yaradanımın yarattığıdır ,yanıltmaz "der sıkıca sarılırım yüreğine. Kolay kolay bırakmam sığ denizime aldıklarımı. Yolda bırakanlarda olur ,yol boyu beni taşıyanlarda. Olsun be bırakılsam da hayat ,,üzülsem de vardır yarattığımın bir bildiği der devam ederim yoluma.

Hayal kırıklıklarınız ne kadar battı yüreğinize? Kanamayan yaralardan bu. Kan akmaz göz yaşı akar usul usul hoyratça. Derecesi yok. Kesti mi bir kere geçmez izi kalır öylece. Bende insanım oldu yaralarım. Kapatmayı bildim usulca. Hayal kırıklığı çabucak olmaz. Bir kere dayadınız mı sırtınızı başka sırta bir kere sevdiniz mi başka yürekleri yüreğinizle bir de ölümü tatdıysanız hayal kırıklığınız olur da hayalleri kıramazsınız. 

Fanidir bu dünya. Yaradan diyorum yarattı bir yürekle birde bizim bile olmayan ruhla. Düşsem de kalktım kendimle,güvendiğim dağlara kar yağsa da güneş doğdurdum kendimle kırıklar batsa da üfledim duayla "yaradanım senden geldim sana gideceğim, üzülsem de sen benimle aynı olan kulları üzdürme bana"


Kulsunuz .
Yaradan diyorum,
Yarattı bir yürekle birde sizin bile olmayan ruhla,
Güven diyorum,
Boşa çıksa da 
Siz güvenin Allahınıza
Kırıklar batsa da yüreğinize
Batmayın siz başkasının yüreğine.
Güvenirim ben yine
Yüreğinize bir sevgi
Sizin bile olmayan ruhunuza saygılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EL DEĞMEMİŞ ŞEHİR ÜSKÜP , MAKEDONYANIN İNCİSİ OHRİD

Herkesin övmek ile bitiremediği , bir zamanlar başından kalkmadığım “Elveda Rumeli” dizisinin çekildiği Makedonyaya gitmek için yola çıkıyorum. Saat 7 'de bindiğimiz küçük otobüs ile saat 11 'de Üsküpte oluyoruz. Yollar Alucranın yollarına benzemesi ile hiç yabancılık çektirmiyor. Sınırda Makedon Polisi Türkçe neden geldiğimizi soruyor. “Avrupa Gönüllüsüyüz” diyoruz. Ooo Allah Kolaylık versin diyor. Otogar ile şehir arası 10 dakika sürüyor.   Hava yağmak ile yağmamakta kararsız. Önce şimdilerin mimarisini ve Makedonyanın Zaferini yansıtan köprü karşılarken diğer bir yanda geçmişin tüm izleri ile bugün arasında köprü olan “Taş Köprü “gülümsüyor.   Taş köprüyü geçtikten sonra 20 yaşlarında ülkeye sahip   o lan ama ister kral ister hükümdar olsun ölümün herkesi bulduğu gibi onu da 30 yaşında ölümün bulması ile hayatını kaybeden Büyük İskenderin devasa heykeli karşılıyor. Üsküpte fazlasıyla heykel bulunmakta. İlerledikten sonra “Türk Çarşısının”sıcaklığı gurbetten ü...

BUGÜN GİT YARIN GEL

Evet diyeceksiniz ki bu kız bu başlıkla ne anlatmak istemiş. Bu başlıkla aslında ben değil insanlar anlatmış  Geçen gün hastaneye gitmiştim. Bir amca danışmaya "kızım tahlil sonuçlarını ne zaman göstermem mümkün olur?" demişti. Danışman ise amcanın yaşlılığını bırakın yüzüne bakmadan "BUGÜN GİT YARIN GEL." demişti çoktan. O anda düşünmüştüm. Ne kadar kolay söylüyorduk" bugün git yarın gelirsin" ya da "git sen şimdi ben seni çağırırım". Oysa ki düşünmüyorduk git dediğimizi, neler yaşadığını en önemlisi de bizim git dememize rağmen tekrar geri gelmeyi göze aldığını göremiyorduk aslında.  Danışman düşünmüyordu amca nasıl gelmiş,niye gelmiş tekrar nasıl gelir? Ya da sevilen adamlar,kadınlar düşünmüyordu nasıl sevildi,nasıl hissedildi ya da" git" dedikleri geri geldi mi? Ne kadar garip. Biz git demesini bilirken gidenler tekrar geri gelmeyi göze almazken bize git diyenler olduğunda biz geri gelmeyi bırakın hiç gitmeyiz. Ne kadar tuhaf ...

Kaybedişin Türküsü

Kaybetmek,bir trenin arkasından hiç geri gelmeyecek gibi el sallamaktır bir bakıma. Her insan aynı dozda yaşayamaz ama bence her insanoğlu elbet bir gün anlar.   İlk kaybedişiniz çocukluğunuzda başlar aslında . O zamanlar sizin dünyanız olan balonlar sıkı sıkı tutamadınız diye size ceza uçuverirler anında gökyüzüne . Arkasından kendi gökyüzünüzde ne kadar yağmuru başlatsanızda fayda etmez geri gelmesine. Bir dahakine daha sıkı tutacağım desenizde kayıverir elinizden yine gökyüzüne. Çocukluğunuzdaki kaybediş büyüdüğünüzde daha farklı olur aslında.B u sefer balonlarınızı değil insanları, insanı kaybedersiniz. İlk önce küçükken giden balonlarınız gibi yerine yenisi gelir sanırsınız ama bir bakarsınız koca bir boşluk. Bence kaybetmek iki türlüdür  . En zoru ve en acısı ölümdür. İnsanoğlu doğuşunu nasıl kabullendiyse ölümü bir o kadar kabullenememiştir kendi içinde. Çevrenizdeki  insanlar eşsiz olur sizin için önce . Hiç gitmeyecekmiş gibi sarılıverirsiniz sonra kolların...