Ana içeriğe atla

CEVAPSIZ SORULAR ,CEVAP ARAYAN İNSANLAR

 Biz insanoğlu hep zor olanı seçtik hayatta. Koşarak gelenleri değil,yürüyerek gidenleri istedik. Biz insanoğlu kıymet bilmedik. Yarınımızın olmayacağını düşünmeden kırdık ,döktük. Çoğu "Sevgi" kelimesini yüreğinde değil dudaklarında yaşattı.
Önce varız dedik sonra yapamayız. Bazımız ilerleyen bu trenin penceresinde bekledi. bazımız bekleyenleri istekle yüreğinden,kendinden bile bile yolcu etti. Bazımız çocukluğunu özledi ,bazımız büyüklüğünden nefret etti. Hiçbir zaman şükretmedik. Ya var olanda yoktuk ya da yok olanda var olmayı istedik.Hiç düşünmedik ki. Kimimiz umut ettik yarından, kimimiz günü bitirip yok olmak istedik. Kimimiz düşüncelerinde boğuldu can kurtaranı yine kendi oldu. Kimimiz düşündüklerini içinde tuttu, onu öldüren cesaretsizliği oldu. Silkelenip devam edemedik belkide yolumuza.
Sevilmeyi istedik çoğumuz ama sevmeye korkar olduk . Yıkılmaktan,kaybetmekten en çokta kaybolmaktan. Bir an cesaretlendik belki hepimiz "Seni Seviyorum " demeyi içimizden söyledik. Bazılarımız bizi yarı yolda bırakıp bizim yapamadığımızı yapıp "Seni Seviyorum" cümlesini başka kulaklara teslim etti. Aslında hepimiz gülerken "Mutsuzuz" dedik. Bunu sadece kendimiz bildik. Unutmayı isteyenimiz de oldu kendini unutturmak isteyende. Peki biz nerede olduk ? Peki siz nerede oldunuz? Çoğumuz çabuk unuttu ama bazımız unuttuğunu bile hatırlayamadı. Diyorum ya biz hep cevap arayan olduk. Soru soran değil. Şimdi düşünün siz gerçekten kendiniz misiniz?

Bazılarından olduk
çoğu zaman.
Unuttuk hepimiz,
unutturmak istedi kimimiz
Bilmedi kendini
İnsan dediğimiz ,dediklerimiz


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EL DEĞMEMİŞ ŞEHİR ÜSKÜP , MAKEDONYANIN İNCİSİ OHRİD

Herkesin övmek ile bitiremediği , bir zamanlar başından kalkmadığım “Elveda Rumeli” dizisinin çekildiği Makedonyaya gitmek için yola çıkıyorum. Saat 7 'de bindiğimiz küçük otobüs ile saat 11 'de Üsküpte oluyoruz. Yollar Alucranın yollarına benzemesi ile hiç yabancılık çektirmiyor. Sınırda Makedon Polisi Türkçe neden geldiğimizi soruyor. “Avrupa Gönüllüsüyüz” diyoruz. Ooo Allah Kolaylık versin diyor. Otogar ile şehir arası 10 dakika sürüyor.   Hava yağmak ile yağmamakta kararsız. Önce şimdilerin mimarisini ve Makedonyanın Zaferini yansıtan köprü karşılarken diğer bir yanda geçmişin tüm izleri ile bugün arasında köprü olan “Taş Köprü “gülümsüyor.   Taş köprüyü geçtikten sonra 20 yaşlarında ülkeye sahip   o lan ama ister kral ister hükümdar olsun ölümün herkesi bulduğu gibi onu da 30 yaşında ölümün bulması ile hayatını kaybeden Büyük İskenderin devasa heykeli karşılıyor. Üsküpte fazlasıyla heykel bulunmakta. İlerledikten sonra “Türk Çarşısının”sıcaklığı gurbetten üşüyen

IS A CİTY İN THE BALKANS ; BELGRADE

We're just trying to find time and get away from work. I am not going from city to city in Turkey now I started to switch between countries. we leave the Sofia at 9.30 in the morning. We arrive in Belgrade at 2.   First, we enter the street where the Parliament Building and Belgrade inscriptions are located. I'm impressed by your architecture.You go with great advice euro. I like the architecture of the Capitol. there are human figures carrying horses on his back. I dont understand what is about it ? We meet two Serb girls. They helpt to us.   We are going to “MİHALİOVA STREET” with girls. Mihaliova similar “İstiklal Street” in Turkey. The street has got many art gallery. And Of course, the glass exhibition attracts my most attention. There's a picture of a hand in the Windows. Some art gallery free in the street. Hold it from butterflies made of honey , to paintings made of fabrics. A little girl was playing the violin in a great way on the street. Also, man is sing

Kaybedişin Türküsü

Kaybetmek,bir trenin arkasından hiç geri gelmeyecek gibi el sallamaktır bir bakıma. Her insan aynı dozda yaşayamaz ama bence her insanoğlu elbet bir gün anlar.   İlk kaybedişiniz çocukluğunuzda başlar aslında . O zamanlar sizin dünyanız olan balonlar sıkı sıkı tutamadınız diye size ceza uçuverirler anında gökyüzüne . Arkasından kendi gökyüzünüzde ne kadar yağmuru başlatsanızda fayda etmez geri gelmesine. Bir dahakine daha sıkı tutacağım desenizde kayıverir elinizden yine gökyüzüne. Çocukluğunuzdaki kaybediş büyüdüğünüzde daha farklı olur aslında.B u sefer balonlarınızı değil insanları, insanı kaybedersiniz. İlk önce küçükken giden balonlarınız gibi yerine yenisi gelir sanırsınız ama bir bakarsınız koca bir boşluk. Bence kaybetmek iki türlüdür  . En zoru ve en acısı ölümdür. İnsanoğlu doğuşunu nasıl kabullendiyse ölümü bir o kadar kabullenememiştir kendi içinde. Çevrenizdeki  insanlar eşsiz olur sizin için önce . Hiç gitmeyecekmiş gibi sarılıverirsiniz sonra kollarınız yavaş yavaş