Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİZİM BU GENÇLİĞİN YÜREĞİ NEREYE GİDİYOR?

 Şimdi ki sevmeler ,nerede eskideki yürekler?  Ah bu yeni çağ insanı. Dudaklar söyler seni seviyorumu lakin yürek bilmez kaç kişiyi aynı anda sevdiğini. Bizim bu gençliğin yüreği nereye gidiyor ? Pardon kaç insanı aynı anda seviyor demeliydim. Garip değil mi? Kimsenin hayatında “biri” olmuyor birileri hep kenarda  sırasını bekliyor. Sonuçta seçenekler arttıkça insanın kafası karışıyor Siz beni anladınız. Neyse biri olsa nasıl olurdu ? Biri olmalı mesela hayatınızda . Hem Cumartesi hem Pazar . Pazarları tatile çıkmalısınız yüreğinde ,Cumartesi koşuşturmalısınız. Ellerinden tutmamalısınız,yüreğinizin parmakları onun yüreğiyle kenetlenmeli. Yüzünüzün kenarındaki çizgiler olmalı. Hani şu tebessüm dediğimiz. Siz giderken sizde kalmalı mesela. Sonra,sevdiğiniz bir yemek gibi olmalı. Her önünüze geldiğinde, her gördüğünüzde iştahla sevmelisiniz. Biri olmalı mesela hayatınızda. Sağlığınızda değil hastalığınızda olmalı. Hem sağlığınızda bedeninizde ,ruhunuzda yanınızda. İlacınız olmalı b

PEKİ,O SEVDA SİZİN İÇİN GİRDİ Mİ SEVABA?

İçinizden gelen seslere kaç kere "yüreğinizi" verdiniz? Dikkat edin "kaç kere kulağınızı verdiniz ? demiyorum. Bahsi geçen yüreğiniz. Kolay her şeyi dinlemek zira her şeye ,herkese yürek vermek zor. Böyle aniden bir yağmur damlasının bulutu sıkıştırması gibi sıkıştırır duygularınız . Ele vermek ne mümkün insan içinde. Zor zanaat şu meleti saklamak. Peki aklınızla düşüncelerinizi ortaya meze yapıp konuştunuz mu hiç? Bir büyük bize "cevapsız sorular" oradan. Açın.Yanına bir ritm çalın.Sonra mı ? Daha neye ihtiyaç var ? Sek için hayal kırıklığınızı.Su niyetine geçmişi karıştırmayın zira tadı bozar.Benden demesi. Aklınızdan yüreğinize aksın,yansın. Durun birde bunun günahı var. Siz insanlar ne garip varlıksınız. Sahi bende sizdenim. Önce sek içiyorsunuz sonra duaya duruyorsunuz.Neymiş efendim" bitsin her şey " diye. Öyle bitmez efendim öyle bitmez.Ben sadece yazıyorum . Yaşayan mı ? İçimdeki "siz,o biz " belki de. Hadi açık yüreklilikle iti

ERKEĞİN GÜRÜLTÜLÜ VEDASINA KARŞILIK SÜKUT İLE VEDA ETMİŞTİ KADINLAR..

Vedanın  bir tanımı var  mıydı sizde ? Kadın erkek ayırt eder miydi? Veda ,bedenen ayrılmanın yanı sıra ruhen bırakıp gitmekti diğer bir ruhu. Bir kış misali soğuktu hep. Sonbahar gibi dökerdi yüreğe yalnızlığı. Gözyaşları inerdi gökyüzünden yanaklara.  Hiçbir zamanı yoktu. Aniden tıklatırdı sizi ,size sormadan alıp giderdi. Bazen kendi isteğiyle bazen yaradanın isteğiyle. Peki veda erkek kadın ayırt eder miydi? Tabi ki cevabı belli . Ama bir erkek gürültülü patırtılı girerdi yüreğe. "Ben geldim" derdi. "Hoş geldin" sessiz sedasız söylerdi kadın. İçeriye aldığınız insanlar gürültülü patırtılı severdi sizi. Ve üzgünüm hayatınızdan gürültünün şiddetini arttırıp giderdi. Bir erkek gürültülü veda ederdi. "Ben geldim,Ben gidiyorum,benimle kal" olurdu. Yürek izleri çıkardı bıraktığı yürekte . Bir kadının vedası en farklı olanıydı şu hayatta. Usul usul incitmeden girerdi bir hayata. Yaşaması hunarca olurdu bir yürekte. Kolay kolay bırakıp gitmez kadın. Ne k

EN GÜZEL MERHABAMIZA,ANNELERİMİZE. kOCA BİR YÜREKLE SELAMLIYORUM,HEPİNİZİN YANAKLARINA BİR ÖPÜCÜK KONDURUYORUM

Gözünüzü ilk açmanızla hafif bir tebessümlü" Merhaba" . Bu merhaba öyle bir merhaba değil. Her zamankinden çok farklı. Mesela ,ben senin artık hayatınım hoş geldin demek. Ellerini sımsıkı tutacağım hiç düşmeyeceksin demek. Düştüğünde hep arkanda olacağım ama sen kalkmasını bileceksin . Canın yandığında ,yaraların olduğunda hafifçe üfleyip ,öpeceğim geçecek. Geçmeyen yaralarına,yüreğine,özlemine yüreğimi saracağım. demek. Mesela ,her şimşekten korktuğunda öbür odadan mızmızlanmanı duyup ,gelip yanına yatacağım demek.Seni hep gökyüzüyle buluşturacağım,parklardaki salıncaklarla.Her yaptığın güzel şeyler için koca bir alkış ve tebessüm hediye edeceğim sana. Lakin ,her yaptığın kötülük için kızmaktan daha önemli ,yapmaman gerektiğini öğreteceğim demek. Mesela,hastalandığında sana bunu hiç hissettirmeden iyileştireceğim seni demek. Gecenin bir yarısı kalkıp üzerini örtüp örtmediğini kontrol edeceğim ama sen anlamayacaksın. Sen büyüdükçe sana hep en güzel dost olacağım.Hiç bıra

KAÇ KIRIK BATTI YÜREĞİNİZE? YARADAN YARATTI BİR YÜREKLE,BİRDE BİZİM BİLE OLMAYAN RUHLA KULSUNUZ,YÜREĞİNİZE SEVGİ,SİZİN BİLE OLMAYAN RUHUNUZA SAYGILAR

Çağımızın en büyük problemiydi"fazla güvenmekle,fazla hayal kırıklığı". Kaç kırık battı yüreğinize ya da kaç kişiyi sığ deniz bulup atladınız masalına? Bence güven sığ bir denizdi. Herkese güvenilir mi demeyin zira başka çareniz yok. Herkese değilde "yüreklerine" güvenilir. O yüreği verene saygıda kusur etmemek için sığlığını koruyan da olur,bunu unutup alabora edende olur. Seçim bizim,kendimizdeki iç sesimizin olur. Eğer bir insanın yüreğine yakınsa yüreğiniz,ağzınızdan cümleler istemsizce dökülüyorsa bilin ki yolculuğunuz başlamıştır. Bu yolculukta yoldaşlarınız ya sizi iter ya da elinizden sıkı sıkı tutar. Siz karar vermelisiniz. Önceden anlaşılmaz insan. Ben çok güvenenlerdenim. Önce bakarım sonra "Yaradanımın yarattığıdır ,yanıltmaz "der sıkıca sarılırım yüreğine. Kolay kolay bırakmam sığ denizime aldıklarımı. Yolda bırakanlarda olur ,yol boyu beni taşıyanlarda. Olsun be bırakılsam da hayat ,,üzülsem de vardır yarattığımın bir bildiği der devam e

ÖZLEM Mİ? EN SON KABUL GÖREN YÜREKTE

Özlemek? Nasılda soğuk nasılda kış misali. Hayatınızda ne kadar özlediniz ya da kaç kişiyi iç çeke çeke beklediniz? Zor bir sınav gibi. Şıkları varken yok gibi. Ah bu hasret kaldıklarımız. Kimimiz çocukluğumuza,kimimiz kayıp giden anamıza ,babamıza,kimimiz gözyaşlarımıza ya da unuttuğumuz mutluluğumuza hasret kaldık çoğu zaman. O duygu gelince kapandık biranda. Bir gece ansızın çaldı yüreğimizin kapısını."Aç beklenen gelmese bile ben hatırlatmaya geldim" diye. Sıkıca kapadık gözlerimizi. Sonra bir sıcaklık yüzümüzde.O da ne öyle? Şıp şıp . Dudaklarımızın üzerinden boğazımıza kadar aktı damlalar. Tutamadık,tutamazdık. Elimizin tersiyle itemedik. Bir acı . Ama bu tarif edilir cinsten değil. Ne tatlı tadı ne tuzlu. Sadece acı. Sonra açtık gözlerimizi ,bastık hafızamızın düğmesine ve film başladı işte. Anılar canlandı. Seni seviyorumdan tutunda tebessümlerinize kadar. Özlediğiniz insan ya da insanlar bir yürek kadar yakınınızda , bir beden kadar uzağınızda.Kimimizi yollar ayır

SUÇLUSUNUZ , KENDİ MAHKEMENİZDE KENDİNİZLE YARGILANMAKTASINIZ BAYLAR ,BAYANLAR

Bir suçlu gibi yaşamalıyız . Arkamızda hep yakalayacak bir" bizden " kaçarak yaşamalıyız. Zira daha az üzülürüz. Bir suçlu gibi yaşamalıyız. Yürek hırsızlığı" vazgeçilme" müebbeti yemeli mesela. O yüreği kesip atmalıyız kafasından. Duygudan vurulmalar beraat edilmemeli. "Vicdan " yemeli sene , zaman fark etmeden. "Hayat" koğuşunda birçok insanla baş başa kalmalıyız. Ama herkesle değil ,yalnız anlamalıyız suçlarımızı. Bir suçlu gibi yaşamalıyız. Gizli gizli. Kimse fark etmeden .Sokaklarda varlığımızla yokluğumuz bir olmalı. İnsanlara gülerken arkalarından bıçaklamalıyız. Görünürde kanamadığını biliriz. Yere düşerken tutanda biz olmalıyız mesela. Bir suçlu gibi yaşamalıyız. Delillerimizi ortalıkta bırakmamalıyız. Ortalıkta ağlamamalıyız. Zira suçumuz direk ortaya çıkar baylar bayanlar. Delillerimizi "gülerek" kapatmalıyız . Kimse anlamaz işte o zaman. Bir suçlu gibi ama aslında değilmişcesine yaşamalıyız. Müebbette yemeliyiz,beraatte etm